Ayna Markalar

Ayna Markalar

Hayatımın belirli bir döneminde ilgimi çeken bir şey oldu hep aynalar. Özellikle arkadaşlarımın veya yakınlarımızın evinde kapının yanında birer ayna olduğunu fark ettim. Bazı apartmanlarda da girişte aynalar olduğunu fark ettim. Kabul etmek gerek ki genel görünüşüne dikkat eden bir insan olsam da hayatımın çok büyük bir bölümünde şahsi olarak aynalarla bir ilişkim olmadı. Evden çıkmadan kendime bakmadım, restoranda bir ayna gördüğümde kendimi izlemedim. Ama bugün pazarlama alanında bunca deneyim kazandıktan ve kendim de aynalarla daha haşır neşir olduktan sonra söyleyebilirim ki. Markanızın bir ayna olması gerekiyor. Gelin neden olduğunu anlatayım.

İnsanlar aynaya, telefonlarının ön kamerasına bakarken nasıl göründüklerini anlamak ve kendi görünüşlerine çeşitli müdahaleler yapmak için bakıyorlar. Bedenlerindeki bir detayı daha iyi görmek, sivilce patlatmak, ruj sürmek, saçlarını düzeltmek, sevdikleriyle beraber nasıl göründüklerine bakmak ve daha birçok şey. Peki aynadan gördüğümüz şey aslında başkalarının bizi nasıl gördüğüne olan en yakın fikrimiz ve biz bu görünüşün kafamızdaki yansıması ile huzur bulmaya çalışıyoruz. Tam anlamıyla başkasının bizi nasıl gördüğünü onun gözlerinden görmemiz mümkün değil ama gerçeğe en yakını aynada gördüğümüz imaj.

Bir diğer insani örnekten gideyim ki eminim hepiniz bunu daha önce farketmiş ve denemişsinizdir. Kendi sesinizin aslında kimse tarafından kendi duyduğunuz gibi duyulmadığını ve çok büyük değişiklikler olmasa da herkesin de sizi farklı duyduğunu fark etmişsinizdir. Bir videoda sesinizi duyunca kendi sesinize şaşırmışsınızdır ya da ilk defa mikrofona konuştuğunuzda başka bir ses duymuşsunuzdur. Bunun sebebi sizin sesinizi sadece hava değil kendi etiniz ve iskeletiniz aracılığı ile de duymanızken diğer insanlar sizi hava moleküllerinin titreşimi ile duyarlar ve tabii kendi iskeletlerinin kattığı yorumu da içerir.

Peki ben bu konuyu buradan nasıl pazarlamaya, iletişime nasıl getirdim? Bugüne kadar hem bire birde hem de sosyal mecralarda onlarca pazarlama yöneticisinin kendi görüntüsünün ve sesinin nasıl olduğunu anlatmaya çalıştığını gördüm. Bizim ürünümüz böyle, bizim rengimiz şöyle, biz şunları yapıyoruz, bizim marka mirasımız şudur, biz zaten bu ilkeden yola çıktık ve daha birçokları. Size bir haberim var. Bunların önemi belki de yok denecek kadar az. Önemli olan tek bir şey var. Tüketici size baktığında kendisinin hangi versiyonunu görüyor. Siz nasıl bir aynasınız? Bu soruyu kendinize, çalışanlarla, yöneticilere ve patronlara sorun lütfen. Birçoğu yine kendi markasını anlatmaya başlayacaktır. Ürün, hizmet, marka odaklı pazarlama değil de tüketici odaklı pazarlama dediğimiz de özünde budur zaten.

Siz birçok özellik ya da fayda sunuyor olabilirsiniz ama iki soru sormanız lazım. Hedef kitleniz size bakınca bir ayna mı görüyor ve hedef kitleniz bu aynaya bakınca kendisinin hangi versiyonunu görüyor? Bu soruların cevabını vermeniz için her zaman tüketici yolculuklarına bakmanız gerekiyor. Kategorinin gerçeğine, tüketicinin gerçeğine ve sizin markanızın gerçeğine derinlemesine girmeniz lazım. Ve bu noktada iki tane daha gereklilik ortaya çıkıyor. Araştırma ve önyargısız şekilde süreci değerlendirebilecek pazarlama uzmanlarına ki bunlar da genellikle başka şirketlerden hizmet alarak mümkün olur.

Sizlere önerim bugünden itibaren pazarlama, IT, CRM, satış farketmeksizin aldığınız her kararda şu soruyu kendinize sorun. “Muhatabım bana, bu karara bakınca kendini görebilir mi ve nasıl görür?”

Size ufak bir bilgi daha vereyim. Büfe tarzı fastfood dükkanlarında duvarlarda hep aynalar vardır ve çoğu oturma düzeni bu aynalara dönük şekildedir. Bunun bir bilinen sebebi bir de az bilinen bir sebebi vardır. Bilinen sebebi mekanı daha geniş göstermek için ayna kullanılmasıdır. Az bilinen sebebi ise; kişi kendisini yemek yerken izlediği zaman daha odaklı bir şekilde nasıl göründüğüne baktığı için yemeği çok daha hızlı tüketir ve sandalye işgali daha hızlı sonuçlanır ve böylelikle küçük dükkanda kapasite sorunu yaşanmamış olur.