Yaratıcının İşine Karışılmaz

Yaratıcının İşine Karışılmaz

Yaratıcının işine karışılmaz. İlk başta farklı bir anlamı varmış gibi görünse de merak etmeyin, konu bambaşka. Hazırsanız yaratıcının işine karışılırsa başınıza neler gelebileceğini anlatıyorum.

Öncelikle yaratıcı kelimesinin anlamını irdeleyerek başlayalım. Bizim burada ilgilendiğimiz ilk anlamı değil de ikinci anlamı daha çok. TDK’ya göre  yaratmak “Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak.” anlamına geliyor. Yaratım ise; “Özel yetenekle ortaya konulan eser veya nesne; yaratı, kreasyon.” Yani bir şeyin yaratıcı olması için sabit, nesnel bir standart ya da kriter yok.

Farklı bir yerden yola çıkalım, reklam, medya ve pazarlama dünyası için yaratıcı olmanın temelinde iki şey arasında yeni, zeki, farklı bir bağ kurmak yatar. Yani özetle A ve B noktası arasında farklı bir yoldan gitmek gerektiği ortaya çıkıyor. Yaratıcının işi bu yolu bulmak, çizmek ve gitmektir.

Sanat veya alt dalları gibi özgür alanların dışında siparişe dayalı yaratıcılık dünyasına bakalım isterim. Hoş sanatçılar da yine topluma, çevresinde değer verdiklerinin görüşlerine ve başka şeylere bakarak A ve B noktasına karar verirler ama onlar daha özgürdür. Biz A ve B noktası başkaları tarafından belirlenmiş yaratıcılığa odaklanıyoruz.

Bir kişi ya da ekipten yaratıcı bir iş istediğinizde ona A ve B’yi vermek sizin işinizdir. Bu konuda üstünüze düşen yegane sorumluluk budur. Eğer A ve B’yi doğru şekilde vermezseniz yolun da istenen hedefe gidip gitmediğini anlayamazsınız ve suçu çoğu zaman da yaratıcıya atarsınız. Oysa yaratıcının sorumluluğu yolu bulmak ve gitmekti. Çıkış ve varış noktası belli olmazsa ve sizin kafanızdakini el yordamıyla bulmaya çalışırsa hem üretken olamaz hem de etkili işler çıkaramaz. Siz de kendinizi sürekli yaratıcının işine mikro yönetim yaparak karışırken bulursunuz. Ortaya çıkan iş de yaratıcı olmaz, karman çorman bir şey olur.

A ve B’yi bitirdiysek diğer konu olan yeni yolu bulup gitme üzerine olmalı. Öncelikle yaratıcı iş sipariş veren birçok kişinin yaptığı hatayı söyleyerek ve odadaki fili öldürerek başlıyorum. Rakibinizi taklit etmeye çalışarak, aynı yoldan gitmeye çalışarak yaratıcı sonuca varamazsınız. Yaratıcı işi size getiren kişi rekabetten ve özellikle sizin çok beğendiğiniz global örnekten farklı bir çizgide bir iş getirdiyse bu yanlış değildir. Rakibinizin işini beğenmenizdeki temel sebep onun cesur olması, o fikre doğru şekilde yatırım yapmasıdır. Bir işin bütçesi onun erişim becerisi, yaratıcı materyal kalitesi gibi birçok unsuru yukarı çeker ve o fikri olduğundan daha büyük gösterir. Dünyanın en iyi fikrine doğru yatırım yapmazsanız o fikri siz ve ajansınızdan başka kimse duymaz. Farklı olmaktan, size çizgi dışı gibi görünen fikirlere yatırım yapmaktan çekinerek yaratıcı süreçlerin parçası olamazsınız.

Son olarak uzmanlıktan yola çıkacağım. Öncelikle sizin uzmanlığınız, profesyonel olarak yaptığınız iş yaratıcı üretim değil, A ve B için farklı şeyler yapmak. Uzmanlığa güvenmeniz gerekiyor. Sırf siz maviyi heyecanlı bulmadınız, o fikir size “wow” ettirmedi diye o işin yaratıcı olmadığı anlamına gelmez. Kimse sizin kafanızda ne olduğunu bilemez. Uzmanlarınızdan kafanızda ne olduğunu bulmalarını bekleyemezsiniz, o terapistinizin ve sizin sorumluluğunuz. Bırakın uzmanlığı yaratıcı iş üretmek olanlar işlerini yapsınlar. Beğeni sübjektiftir, katılırım ama işin hedefi sizin beğeninizi kazanmak değil, onu da bilmenizi isterim. O işi 100 kişiye ulaştırırsanız sadece 15’i beğenirse sizi tatmin etmeyebilir ama zaten Türkiye’de bir konu hakkında aynı fikirde olanların oranı %40’ı zor geçiyor. Bunu artırmak için kaldıraç dediğimiz ünlü kullanımları ve benzerleri fikirlere entegre ediliyor. O işi 100 milyon kişiye ulaştırırsanız 15 milyon kişi beğenirse o zaman da büyük bir hareket yaratmış olursunuz. Yani yaratıcılığı, uzmanlığı ve yetkinliği bu olmayan azınlıkların fikirleri üzerinden değerlendirmeyin.

Özetle, güveneceğiniz ekibi bulun ve ona yatırım yapmaktan çekinmeyin. Ekibe doğru şekilde A ve B noktasını anlatın, bunu daha iyi anlamaları için onlara materyal sağlayın. İşi aceleye getirmeyin, gerçek dışı beklentileriniz için gerçek dışı zamanlamalar belirlemeyin. Yola karışmayın, sadece A ve B noktaları doğru şekilde karşılanmış mı buna bakın. Son olarak da hayatta her şeyi bütçenizi düşünerek planlarken bu işte farklı olacağını düşünerek bütçe belirtmeden iş istemeyin.